Derneğimiz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’nün talebi üzerine 23 Mayıs’ta Asansör Yönetmeliğiyle ilgili üyelerimizi bilgilendirmek adına bir etkinlik düzenledi.

Elit World Hotel’de düzenlenen etkinliğe Bakanlık temsilcileri, Sanayi İl müdürlüğü temsilcileri, TSE temsilcileri ile derneğimizin üyesi firma temsilcileri katıldılar.

Toplantıda Sanayi ve Teknoloji İstanbul İl Müdürlüğü Piyasa Gözetim ve denetim Grubundan Mehmet Çetin Bankur, Asansör İşletme ve Bakım Yönetmeliği kapsamında bir sunum gerçekleştirirken, TSE Hizmet Yeri Yeterlilik belgelendirme Bölge Uzmanı Selim Sözer ise TS 12255 Standardı ve belgelendirme ile ilgili kurallar, yetkili servis şartları çerçevesinde bir sunum gerçekleştirdi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Sefa Targıt’ın konuşması:

“Sayın İl Müdürüm, Bakanlığımızın ve İl Teşkilatının değerli mensupları, kıymetli Aysad üyeleri,

Bugün İl Müdürlüğümüzün talimatıyla organize ettiğimiz toplantımıza hoş geldiniz.

Sıkıntılarımızın olduğu bir dönemde, bu iletişim olanağını sunan Bakanlığımıza,  İl Müdürümüzün şahsında teşekkür ederim. Toplantıyı kıymetli kılan sıkıntılardan kısaca bahsetmek isterim.

Asansörler, yapım yöntemi, yapısı ve kullanımı dolayısıyla diğer sınai ürünlerden ayrışan özel makinalardır.

Bu gerçek, Asansör Piyasa Gözetim Denetim faaliyetleri için ayrı bir PGD yönetmeliği hazırlanması, diğer hiçbir üründe olmayan aylık bakım zorunluluğu getirilmesi ve sadece otomobillerde olan muayene kuruluşu tarafından her yıl teknik kontrolünün yapılması kurallarının ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Uygunsuz ürün cezalarında, kaza sayılarında liderlik etme gibi sonuçlar da ürünün yapısından kaynaklanmaktadır.

Yeni yaklaşım direktiflerinin Türk mevzuatına adapte edilmesi süreciyle birlikte, bir yeniden yapılanma süreci geçiren sektör yasal alt yapısı, baş döndüren bir hızla ve genellikle uygulamacı olmayan tarafların harekete geçirmesiyle değişimlere uğramaktadır. Zaman zaman asli çerçevenin dışına çıkılmasına da neden olan bu sürekli değişimler, sektörün cephedeki esas oyuncusu olan asansör firmalarını yormaktadır.

Son 20 yılda Türkiye’nin ekonomi politikasının omurgasını oluşturan inşaat sektörünü ve çok katlı kentsel dönüşümü hayata geçiren en önemli halka asansör endüstrisidir. Bu denli büyük bir yükün altından kalkmış ve devletin ekonomi politikasının hayata geçmesinde kilit rol oynamış bir sektörün bu denli hakir görülmesini son derece tuhaf karşılıyorum. Sektör dünyada eşi olmayan bir şekilde, “güdülmesi gereken kaçamakçılar topluluğu” olarak görülmektedir.

Bu yaklaşımdan ivedilikle uzaklaşılması gerekir. Muayene kuruluşlarını “esas çocuk” statüsüne koymak görülmemiş bir durumdur. Adeta “muayene işlerinin yürümesi için asansör yapar” hale doğru ilerliyoruz.

Bu yılın başında 10 Ocakta Bakanlığımızı ve tabii ki Ürün Güvenliği Genel Müdürümüzü ziyaret etmiş,

Astek komitesinin toplanmasından, şikayetlere ciddi bir usül ihdas edilmesine; bakımı başka firmaya geçmiş asansörlerde sorgusuz sualsiz asansörü monte eden firmanın mesul kabul edilmesinden, PGD muayenelerinin A tipi muayene kuruluşu olan TSE tarafından yapılmasının yarattığı sakıncalara kadar birçok konuda halimizi arz etmiştik.

Geçen zaman içinde hiçbir dönüş alamadığımız gibi, fuarımızda ürün güvenliği genel müdürlüğünden bir misafir ağırlama şerefine dahi nail olamadık.

Toplantı organize ettikleri gün bu serzenişlerde bulunmak istemezdim ama, sorunlarımızı dile getirmenin platformu oluşturmalarının kıymetini anlatmanın başka bir yolu da bulunmuyor.

Bakanlığımızın değerli mensuplarının sunumlarının ardından soru cevap kısmında arkadaşlarımız paylaşmak istedikleri hususları dile getireceklerdir. Katılan katkı veren tüm meslektaşlarımı saygıyla selamlarken, bu endüstrideki zincirin en zayıf halkasının asansör monte eden firmalar olmadığını açıkça belirtmek istiyorum.

Bu zan, sorunların çözümünü zorlaştırmaktadır. Asansörlerin standarta uygunluğunu ölçen gözler, iki ayrı binada 2 ayrı uygulama yapabilmektedir.

Geçen hafta ELA Genel kurulundaydık. Konuşulan konular içinde bunların hiçbiri yoktu. Nasıl daha iyi elaman yetiştirilir, daha yetenekli gençler sektöre nasıl çekilir. Konularını konuşanlar bizden daha hızlı ilerleyeceği kuskusuzdur. İngiltere AB’den çıkarsa bizim sektörde neler olur sorusu da gündemi işgal etti. Teknik mevzuat olarak AB üyesi gibi olan Türkiye bu sistemi deforme ederse yani AB mevzuatından uzaklaşırsa neler olur konusunu biz anlatmakta büyük zorluk çekiyoruz.

Sözlerimi bitirirken, öncelikle Sayın Müdürümüzün şahsında Bakanlığımıza saygılarımı şükranlarımı sunuyor, toplantının güzel neticeler vermesini temenni ediyorum.”

Toplantı akşam düzenlenen iftar yemeği organizasyonuyla sona erdi.